8 Ocak 2011 Cumartesi

Bu Yol Nereye Çıkar?

Miskin bilmediği yollara düştü yine. Ama o ne yapsın bir sabah uyanmış ve sabah mahmurluğu üzerinde iken varmış durağa ve binmiş gelen ilk otobüse. Bütün otobüsler istediği yere gidecek değil ya. Otobüs alıyor miskini hiç bilmediği bir durakta indiriyor. Burası neresi? Ben nerdeyim? Ne işim var burada ve buna benzer sorular sorarken kendine geri nasıl dönecek onun çözümünü ararken tarihi bir tren garını görür karşısında. Hemen koşar adım gider ve bakar tren saatlerine. Daha sonra cebinden çıkardığı saatine bakar ve ilk tren yaklaşık 3 saat sonradır. Hemen bir kafeteryaya oturur. Çantasından çıkardığı kitabını okumaya başlar çay gelmiştir. Kafasında minik sorular hayretler vardır. Ben nasıl oldu da buraya geldim diye.

Saat yaklaşınca miskin alır voltasını yaklaşır gara. Raylar kesişir gözünde büyüyerek. Bu yol nereye çıkar diye sorar kendine. Geldiği yere döner bu yol biliyordu ama dönmek isteği hiç yoktu. Yabancı olduğu bir şehirde hiç kimseyi tanımıyordu ama geçen 3 saatte mutluydu miskin. Tren geliyor tıka basa dolu bir tren. Yolcular iniyor yavaş yavaş. Gitmesi gereken herkes biniyordu trene. Görevli miskine binmen lazım hareket edecek tren diyordu. Miskin raylara bakıp " ben gitmeyeceğim birini bekliyordum da o inmedi trenden " diyor. Kapılar kapanıyor ve tren usulca harekete geçiyordu.

Yalancı miskin kimi bekliyordun ki. Kimse tanımaz seni bu şehir de kim gelecekti ki. Ama korkuyordu miskin tekrar bilmediği bir yolculuğa çıkmaktan. Raylar korkutuyordu onu. Zaten bilmediği yollar getirdi onu buraya tekrar aynı yollara düşüp tekrar kaybolmak istemiyordu Miskin. Ama kaybolmuştu bir kere.

3 yorum:

Karōshi dedi ki...

kalemin açıldı senin diyeceğim ama olmayacak.. klavyen iyi tıklıyor diyeyim son iki yazıdır.. :) ÇOK AMA ÇOK GÜZEL BİR YAZI 2 :) 2 dedim ama .. daha da vardı..

miskin dedi ki...

tamam son 2 diyelim yoksa hayvanıda pek bir sevmiştin sen :)

Karōshi dedi ki...

evet hayvanı da sevmıstım haklısın:)