27 Ekim 2013 Pazar

Değişen bir şey olmayacak...

Hayatın anlamını arayan dostlarımıza bir hatırlatmadır. 



Bulsanız da bulmasanız da değişen bir şey olmayacak ;)

2 Mayıs 2013 Perşembe

Eksik Olsada


       Borç yiğidin kamçısıdır.

      Bu sözü çok kullanmış olabilirim hayatımda fakat bu sözü idrak ettiğim az zamanlardan birindeyim. Durumu anlamak için maddi olarak borçlanmak pek yeterli değil çünkü bu borç bir şekilde ödenir bize kredi veren bir bankaya teşekkür etmeyiz ama ona borçlanırız ve her seferinde küfürler ederiz bu parayı öderken. Bu nasıl bir kamçı olabilir ki?  Kamçıdan ziyade bir yük taşıması zor olan, fakat taşınabilir sıkıntı yok.
     Manevi açıdan düşündüğüm zaman gerçekten bir kamçı olabilir işte. Bazı insanlar sizi sizden daha çok sevebilir kan bağınız falan da yoktur hani anlam vermek zordur fakat seviliyorsunuzdur işte. Bunun için bu insanlara borçlanırsınız sevgiyle borçlanırsanız. Bunu ödemek için bir teşekkür yetmez bunu fark edersiniz. İşte bu sevgi sizin borcunuz olursa eğer bu kamçı sizi ileriye daha fazlasına koşturmaya yeter. Böyle borçları olmalı insanın onu daha çok ateşlemeli.
       Burada yiğitlik nasıl olmalı dersleri vermiyorum ya da öyle yiğit olduğumu falan da söylemiyorum fakat benim böyle borçlarım var ödemesi zor ve güzel. Özledim dedikleri zaman yanlarında olamadığım için kendimden utandığım insanlar var bütün borcum onlara. Teşekkür ediyorum fakat yeterli değil bunu biliyorum.
       

4 Nisan 2013 Perşembe

Ateşi Gözlerinden Almıştım...( Ne iyi etmişim diyeceğim)







Ateşi gözlerinden almıştım
Hangi dağın volkanıydın
İçime erirken üşürdüm
Şimdi yaktığından arta kalandır yüreğim
Yokluğunun dumanı tüter gözlerimde
Yalnızım
Yüreğimin cesetini taşıyorum
Göğüs tahtamda
Sigara gibi söndürüyorum
Dilimdeki ateşi
Ve en uzak yıldızlar gibi
Susuyorum
Bağ bozumuyum
Kuşlarca kirpiklerime tüner
Yüzümün gurbet yollarına dökülür
Gözyaşlarım
Susarsam
Gece ormanlarınca ürperirim
İçim acır bilmez misin?
Acırsam sürülmüş tarlalarca derinden
İçim acır
Yangın başlar yaralarımda
Eylül senle birlikte yağmurları da götürdü
Küle dönerim
Gözlerin zülfün telinden bir tuzaktı
Kınından çıkmış pusuda bir bıçaktı
Ellerinin suskun soğukluğunda
Bozkır çalıları gibi kararıp kaldım ara yerde
Tutunduğum dağla sustum
Dağ gibi sustum
Artık tamamlanmıştır yalnızlığım

Düşlerimin uçuruma sürüklendiği yerdeyim
Şimdi yanımda olsan
Ellerin gezinseydi alnımın sürgün çizgilerinde
Acılarım böyle koymazdı bana
Sevinç şarkıları terketmezdi
Keder denizinde boğulmazdım
Kalbim; buz dağı
Sen yanımda olsaydın üşümezdim
Yüreğimin gün gören yerinde gül büyüteceğim
Bir gülümsemeyle yüzüme taşıyacağım
İki damlacık kirpiklerime tırmanacak sevinçten
Ne iyi etmişim diyeceğim
Doğacak günü beklemekle
Ne iyi
Gök gözlerinde halaya dursun diye kırlangıçlar
Kederi ve kahrı bir su iştahıyla yenerek
Yeşertsin diye bu yürek
Güneşli bir günde bekleyeceğim gelişini
Güneşli bir günde...




       Öyle demiş şair biz daha güneşli günü bekliyoruz yolun başlarında bir yerlerde olmalıyız ki daha güneşli bir günde de bekleyecek çok şeyimiz var.




26 Mart 2013 Salı

Nöbetçi Eczane



      Nöbetçi eczaneye gecenin bir yarısı gidip zaman var mı diyen yoktur sanırım. Zaman her şeyin ilacı ise neden bunu diyen yok. İlaçları yalnız eczaneden alın diyen birine itiraz etmek değil amacım fakat zamanı nereden bulacağız. Madem bir ilaç kim satar bunu?
      İlaç yoksa derman da yok sevgili reçetesi elinde kuyruk bekleyen dostlarım.
      Zaman akıp gidiyor bir türlü fakat hangi dereden nereye hangi denize dökülür bilen yok. Öyleyse akıtalım zamanı Egeye. 
 

1 Mart 2013 Cuma

DJ Miskin Mix


Melodic Dubstep Mix January 2013



       Sevgili Rusya'da soğuğa aldırış etmeden buzları delerek suya atlayan ve atlatan seyirciler ve pek kıymetli Mart gelince yaza formda girmesi gerektiğini anlayan misafirler. Ödevlerini yapmayanları cezalandırmak için daha fazla ödev vermedim öğretmen olunca. Nasıl olsa yapmayacak kardeşim niye zorluyorsun değil mi. Bu şekilde düşünmemin bana şu şekilde faydası oldu.

       Geçenler mix yapayım dedim ama elimde mixer olsun pikap olsun bir şey yok. İnternet ne güne duruyor teknoloji var kardeşim zaten bu işler teknolojinin bir ürünü değil mi. Neyse program indirip bir şeyler yapabilirim düşüncesi ile araştırmaya kara verdim. Bir kaç program indirtikten sonra kurulum vs. derken bilgisayarım kilitlendi. Bilgisayarımda facebookta video açarsam donar diye korkuyorum fakat programlar için öyle bir endişem yok nedense. 

        Bilgisayarı suçlamaktansa kendimi suçladım daha sonra kaldırdım tabi programları. Kendisi de rahatladı ben de vazgeçmedim biraz daha araştırdım internetten hep aynı programlar olunca vazgeçer gibi oldum. Gibi oldum çünkü vazgeçmedim aramaya devam ettim.
 
       Kendimi DJ olarak gördüğüm zaman uykum geldi. Oyun sitelerinde dj oyunları oynayıp belirli 3 hareketi yaparak sabah etmişim. Bende ki geçici bir hevesmiş onu anladım şimdi ne zaman Dj olmak istesem o sitelere girip oyun oynuyorum. 

        Ödevimi de yapmadım daha fazla versen yine yapmam hocam sıkıntı yok. 

9 Şubat 2013 Cumartesi

Cyrill 3200

        Sevgili arı mayalı, kokan silgiler. Şimdi sizlere bahsedeceğim olaylar tamamen hayal ürünü olmakla birlikte bir gerçeği de yansıtmıyor değil. O kadar çok olay var ki ama sadece bir tanesi gerçek bunu anlamanız için sizi kendimle baş başa bırakıyorum.
        Entrikalara gelin emi sevgili Yalan Rüzgarları.
        Geçen hafta manitasından ayrılan Cyrill kendini ormanın dışına vurmuş. O kendini bulduğu, onu var eden ormandan kaçmış. Bir wood elf kendi ormanı dışında ne yapar, ne eder bir başına. Ailecek üzülelim hemen.
       Cyrill ormandan umarsızca uzaklaşırken bir başka moon elf ile karşılaşır. Amaçları aynı olan yani olmayan bu iki rahatsız, arkadaş kesilir.
       Günlerce dışarılarda gezinen bu iki arkadaş sonunda bir panayır bulurlar. Ulaşmış oldukları bu panayır sineklerin bol olduğu o panayırın ta kendisidir. Buradan kendilerine üç arkadaş daha edinirler. Bu üç arkadaş insanca yaşamaya çalışırken bunlar elfce yaşamdan ayrılmak istemezler. Fakat bu çok uzun sürmez. Hep birlikte insanca yaşama kararı alırlar.
       Cyrill ve arkadaşları tanımadıkları bir köye gidip orada bir ev tutarlar. Beş bekar genç köy için ilk etapta tehlikeli olsa da köylü onları kabul eder. Çünkü, genç nüfus azdır ve dışarıdan gelebilecek tehlikelere karşı da  faydalı olabilirlerdi.
       Belli bir zaman geçince iyice o köyden olan beş kafadar. Kahvehaneden çıkmaz sabahtan akşama kadar okey,batak,briç...vs. ne kadar oyun varsa oynar. Bir işe yaramazlardı. Cyrill oyun oynamaktan ziyade yancı olmayı severdi. Herkes çay içerken o yancı olduğu için neskafe içerdi. Sigaraya da başlayan Cyrill paket almaz hep otlanırdı kahvehaneden. Arkadaşları onu tanıdıkları güne lanet etmişlerdi. Cyrill yüzsüzlükte sınır tanımayıp her gün birine misafir olur yemek işini de bu şekilde halletmeye başlamıştı.
      Artık köylü de arkadaşları gibi düşünmeye başladı Cyrill için köye geldiği günü yas günü ilan ettiler. Akabinde muhtar ve ihtiyar heyeti toplanıp Cyrill'i kovma planları yapmaya başladılar. Arkadaşları zaten kapının kilidini değiştirip onu evde kovmuşlardı. Evsiz kalan Cyrill kahvehaneyi ev bellemişti. Muhtardan korkan kahveci Cyrill'i kapının önüne koydu. Kovulmak onu zedeledi, hüzünlendi. Fakat tekelciye borç yazdıramayacağını fark edince hüzünlenmekten vazgeçti Cyrill.
       Cyrill ertesi gün köylüyü meydana topladı. Köylü bir veda konuşması olur özür diler belki yalvarır bizde domates atarız diye düşünerek meydana toplandı. Kalabalığı gören Cyrill duygulandı fakat istenmediğini bildiği için köylüye belli etmedi. Kürsüye çıkıp bütün herkese atar yapmaya başlayan Cyril durdurulmaz oldu. Es vermeden 2 saat boyunca köylüyü ezdi, yerden yere vurdu onları kendi köylerinden kovdu. Muhtarı tokatlaması ve muhtarın ağlayarak köyü terk etmesinden korkan herkes koşarak evlerine eşyaları alıp köyü terk etmeye başladı.
       Cyrill'in köylüyü ve arkadaşlarını kovmasıyla birlikte bölüm sona erdi ve Cyrill 3200 experience puanı kazandı.
     

Durmasam

Uzun uzun baktım kitaba ama okuyordum da sonra durdum. Durunca düşünmeye başladım. Durmasam düşünmezdim aslında. Ama durdum bir kere. Durmaz olaydım. Neyse durunca devam etmem gerektiğini de anladım. Durmasam anlamazdım. Durmasam zaten devam ediyor olacağım için öyle olurdu.

-Neyse nerde kalmıştık.

25 Ocak 2013 Cuma

Bu mudur ?

Bir buluttur rüzgarın hoş sedasında seyreder ruhumuz. Bir akarsudur mantık, kararlı ve sürekli yolunda ilerleyen ve her yağmur buluşma yeridir.