28 Haziran 2011 Salı

Havalardandır Abi

        Yine bir yaz akşamı havanın biraz serin ve güzel oluşundan istifade edip otobüsten indiğim gibi eve gitmek yerine pastahanede çay içmeye gittim. İki saat değişik hareketler sonucu garsona kendimi göstererek bir çay söyledim. Beraberinde radyomu açtım sigaramı yaktım. Çay gelir gelmez iki şeker atıp hemen içmeye başladım. Biraz soğusun falan demedim sigarayla aynı anda çayı bitirip sigarayı söndürüp çayın son yudumunu alıp hışımla ayağa kalktım. Arka masadaki teyzeler biraz korksa da kasaya yönelip hesabı ödedikten sonra evin yolunu tuttum.
        Karşıma çıkan manzara beni şaşırttı doğrusu bizim uyuşuk Zohor önüne kattığı 3 sarılı beyazlı kediyi sağa sola kovalıyordu. Kış boyunca o demir parmaklıkların dibinde oturan kedi kaplan kesilmiş diğer kediciklere kimin büyük olduğunu göstermeye çalışıyordu.. Şaşırdım tabi bu duruma bişey diyemedim tabi hemen orada durumu seyreden Miçkov'a yöneldim ve " Lan oğlum bu salağa zehirli et mi yedirdiniz ne kudurdu mu lan bu " diye sordum. Miçkov gayet laubali bir biçimde "abi Kafası güzel galiba sabahtır bir şeyler peşinde ama ben de çözemedim dur bakalım çıkar kokusu yakında meydana dedi." aslında güzel cevap verdi şaşırttı laubali dedim ama onun karakteristik özelliği o.
        Az ilerde sızan havaların güzelliğine aldanıp geceyi gündüze karıştıran ayyaş Lazoretti'ye gelişene güzel bir tokat attım. Nereden geldiğini bilemedi , feleği şaştı şaşkının. " Abi, abi noluyo yaa " diyebildi sadece. " Ne içirdin lan Zohor'a " diye sordum. " Abi akşam yemeğinde arkadaşlar davetliydik iki kadeh şarap içti gerizekalı buraya zor getirdim." dedi. " Olum kafayı mı yediniz lan biraz akıllı olun çoluğa çocuğa karıştınız bak şu yavrulara yazık değil mi ne biçim babalık lan bu " diye biraz azarlayıp eve doğru devam ettim tabi.
        Duvarın orada Osman'ı aradım tabi sağa sola bakındım balkondan seslendi bana hayvan. " Abi gel balkon sefası yapalım iki dakika muhabbet ederiz epeydir yoksun özledik be abi hadi kırma bizi bak havada güzel dolan gel be abi. " diye yalvarınca bizim Osman kıramadım tabi. Bir de şu serserileri böyle başı boş bırakmış onun da hesabını sorarım diye çıktım yanına. Neyse geçtim masaya bizimkinin benim sigara paketini masaya koymamla hemen bir dal çıkarıp " içiyorum abi " demesi bir oldu. Hiç değişmeyecek bu hayvan. " Abi bira içermisin" diye sorunca bende " içelim Osman " dedim. Hemen çocuğu çağırdı "abi şuna para verde alıp gelsin bana da alsın hem bir tane karşılıklı içeriz." diyerekten kendine bira da ısmarlatmış oldu. Bu kadarı yetmezmiş gibi aç olduğundan dem vurup yiyecek bir şeyler aldırmaya çalışsa da beni kandıramadı. Tabi beni kandıramayınca trip atma gaza getirme gibi değişik yöntemler uyguladı ama nafile. Ben de hemen şu mahalledeki kedilerin durumu sorup gideyim diye düşündüm. Konuya bir türlü giremedim. Osman anlatıkça anlatıyor. Geçen şöyle manita düşürdüm böyle içtim kafam bi dünya derken bi yerlerden konuya daldım artık. " Lan oğlum bu salak Zohor'u falan gördüm yolda demin hepsi manyak olmuş lan niye boş bırakıyorsun bunları    her önüne gelene salça olup rahatsız ediyorlar. Ne o artık sözün geçmez mi oldu 3 günlük bebelere." diye damardan girdim. " Yok abi ne alakası var döverim hepsini şimdi sana yanlış bi hareket mi yaptılar." dedi. Ben de " yok lan bana ne yapacak gerizekalı hepsi kaplan kesilmiş diğer kedileri kovalıyor mart bitti bunlar hala iş peşinde." diyerek durumu açıkladım ama bizimkinin kafası olmuş olduğu için idrak edemedi mevzuyu. " Abi havalardandır bir açıyor bir kapıyor bizimkileri de çarptı tabi dengesiz oldular bi kaç gündür." diye saçma bir cevap verince Osman ben de onu balkondan aşağı attım hemen dengeyi falan sağlayıp 4 ayak üstüne düşüp koşarak uzaklaştı. Ben de hemen aşağı eve gittim bi kaç gün beni görünce kaçtı Osman. Ben de bir kaç gündür epey rahatım sigarama ve birama ortak yok ne güzelmiş lan böyle...

Çok başka



        Yazacaklarımın şu ot ile uzaktan yakından alakası yok sevgili yeşiller. Tamam yeşili seviyoruz her daim ama konu çok başka bildiğiniz gibi değil dur anlatayım da merak içerisinde kalmayın.

 -miskin naber lan !
 -  lan, la falan böyle konuşuyorsun sonra kaba bir görüntü çiziyorsun olmuyor. Kaç kere uyarmam gerekecek bilmiyorum valla.
- Tamam uzatma bir hatır soralım dedik başladın nutuk çekmeye.
- Hee "ben böyleyim" de kurtul işin içinde dimi bak beni sinirlendiriyorsun
- Tamam miskin sakin ol yazıya geçiyorum müsadenle
- Ne halin varsa gör.

     Gördünüz mü sevgili Zagrebliler. miskin bile çekemez oldu artık beni nerelere gitsem nasıl etsem diye düşünür oldum. Düşünür oldum derken böyle filozof falan olmadım gazetelerde bir köşem falan da yok. Sizlere yatağımın baş köşesinden sesleniyorum.
     Çok yalnızım lan! Hani öyle böyle değil baya bildiğiniz yalnız gibi değil çok başka. Ya çok mu çirkinim la ben neden hiç bir kız bana bakmıyor diye soruyorum kendime durum çok fena. Hoş geçen gün karöshi bi gazladı şöyle yakışıklısın böyle yakışıklısın dedi ama tesir etmedi. Yalnızlık ömür boyu dedi durdu sabaha kadar MFÖ abimiz başımda tabi fayda etmez. Yani aslında uzatılacak bir şey yok yalnızım bitti nokta işte bu kadar.
        Pek sevgili alıngan dostlarıma durumu anlatıyorum ama yok " biz varız olum ne yalnızlığı gerizekalı " diye tepkiler alıyorum. Buradan sizlere sesleniyorum pek kıymetli dostlarım ben size siz yoksunuz dedim mi? Hatırlamıyorum öyle bir şey dediğimi. O zaman neden   yalnızlığımın bana vermiş olduğu bu asabiyeti bu asi tavrı kullanmama izin vermiyorsunuz bırakın da şöyle rahat bir isyan edeyim yaa. Ağız tadıyla bir yalnız bile kalamadık hemen teselli, bir avutma ya biriniz de " oğlum yalnız ölürsün sen durumun çok fena böyle devam ederse bi kaç yıla gidersin" dese şöyle bir korkutup isyanımı gazlasa fena mı olur. Nereden geliyor bu kadar umut içinize ben anlamıyorum ki.
       Kıymetli dostlarım tekrar size sesleniyorum sizin yeriniz ayrı lan! sizden yana bir sıkıntım yok. Olsa zaten söylerim sizden mi saklayacağım yani. Bu yalnızlık başka çok başka öyle bildiğiniz gibi değil.
       
      "Durun ya ben bi yerde isyan edecektim ettim mi ? Kaçırdım mı yoksa bilemedim ki. La kafa bırakmıdınız bende gidiyorum ben yaa! "



Kendime şarkı sipariş ettim bu olsun dedim.

26 Haziran 2011 Pazar

Mim ama sonunda sapıtabilirim Dİkkat !

konu; küçükken sizlere uyarı, korkutma veya batıl inançlar nedeni ile söylenen, ama siz o afacan çocuk aklınızla söylenenleri gözünüzde çok alakasız bir şekilde canlandırdığınız, korktuğunuz, fakat büyüyünce “lennn, nasıl da yediler beni bununla küçükken” dediğiniz bir şeyler var mı? varsa bunlar nelerdir?




Özetle pek kıymetli pandora gecenin bi vakti ki ben tv izlemeyen biri olmama rağmen kafayı sıyırıp tv izlerken mim ile çıkıp geldi karşımıza. Neyse konu neydi yaa. haa.. tamam tamam..




Şimdi böyle gece gece denilince bana da gece tırnak kesilmez oğlum dediler ufacıkken. Ben de tamam kesmeyelim uzasın desem de kesmek gerekiyordu tırnakları. Ama niye gece kesmiyoruz sorumun cevabı eskiler öyle der oğlum olunca. Ben de doğal olarak eskileri düşündüm sonra da dedim ki eskiden tabi kesilmez gece tırnak ışık yok bir şey yok tırnağı nasıl kesiyorsun. E şimdi bu eskiler gece tırnak kesmeye çalışınca karanlıkta parmakları kesince bir de bu kestikleri tırnak kabın çanağın içine uçunca daha gece tırnak kesilir mi kesilmez tabii.



Kendimce böyle yorumladım olayı ve evet eskiler haklıymış dedim ama kimseye anlatmadım durumun bundan ötürü olduğunu. Onlar hala eskiler öyle derler diye kesmezler tırnakları geceleri ama şu ampülün bulunuşundan bu yana geceymiş gündüzmüş bunlar çok önemli mevzular değil. Nefasetle tırnak keserim dedim ve bu söylentiyi kendimce çökertip huzura erdim.




Küçükken böyle içine kapanık sessiz sedasız güzel bir çocuktum belki hala öyleyim evet ama beni kandırdığını zanneden yüzlerce insan tanıyorum. Sadece onlara karşılık vermediğim için hiç bir zaman gerek duymadım için o kadar basit düşünemediğim için sessiz kaldım ama kimse bu cevabı anlamadı. Hayatımı zorlaştırsa bile bu durum herkese gereken cevabı verdiğim için kendi açımdan sıkıntı yok. Her zaman verilecek bir cevap vardır bu bazen susmak olabilir anlayana.




Daha da önemlisi sevgili limon aromalı dostlarım içinizde cevapsız sorunun kalmamış olmasıdır.

24 Haziran 2011 Cuma

just open your eyes and listen to me...






The Hooters - Johnny B
(1987 SONY BMG MUSIC ENTERTAINMENT)

it's a sleepless night, she's callin' your name 
it's a lonely ride, i know how you want her 
again and again, you're chasin' a dream 
but johnny my friend, she's not what she seems 

johnny b., how much there is to see 
just open your eyes and listen to me 
straight ahead, a green light turns to red 
oh why can't you see, oh johnny b. 

and when you drive her home, is she sittin' real close 
then she make you weak, well thats the way that she wants you 
you've strung out again, she's taken you over 
you've been here before, why can't you let go 

johnny b., how much there is to see 
just open your eyes and listen to me 
straight ahead, a green light turns to red 
oh why can't you see, oh johnny b. 

and when she calls your name, my sweet johnny b. 
you can drive all night and you know she'll be waiting 
to love you again, her kiss is her poison 
forever inside you, wherever you go 

johnny b., how much there is to see 
just open your eyes and listen to me 
straight ahead, a green light turns to red 
oh why can't you see, oh johnny b. 
oh why can't you see, oh johnny b.



        Kıymetli The Hooters üyeleri trafik kazasında kaybettikleri arkadaşına ve sevgilisine yazmışlar kendilerine saygısızlık etmek istemem. Etmem de zaten niye öyle bir şey yapayım ki durduk yere. Ama böyle şarkı yapılmaz ki. İnsan "Johnny ne yaptın koçum sen değer mi kendini heba ediyorsun" diyor dinledikçe. 

        Tabi bir de şöyle bir şey var Johnny'nin bu ibretlik hikayesine bire bir olmasa bile benzer bir durum ile karşılaştıysanız hayatınızın bir evresinde. Şarkı sizi gecenin karanlık sokaklarında tek başınıza bırakıveriyor. Normal bir insanın bile bir kaç kez dinlemesiyle içinde bir burukluk bırakan bu şarkı. Bir de onu yaşayanı ne yapmaz sevgili kırmızıda geçen samurailar.
        
        İşte bu gece bu şarkı ve hikayesini önceden bilip dinlemiş olmama rağmen kendi hikayeme benzer olması ile beni daha fazla etkiledi. " Yine alkole başvurdun da kendine bahane arıyorsun miskin" dediğinizi duyar gibi olsam da sizi umursamıyorum bu konuda ortada alkolle ilgili bir durum yok. Kafalar zaten güzel olmuş bunu fark ettim alkole ne hacet dedim. Nasıl iyi demişim değil mi sevgili bakkalın çırağı. 

       miskin sadece gözlerini aç ve beni dinle. Yeşil ışık kırmızıya dönüyor. Bu ne demek? Durman gerek. 

       O zaman bana müsaade sana rast gelsin :)

23 Haziran 2011 Perşembe

no escape this time from you...



MSG - Nightmare
(Lyrics)

Nightmare lying here in the dark
Scared like my dreams made their mark
I wonder
Dreamer always alone
Lost in a part of myself I can't find anymore
I wonder if it's gonna end tonight

I can't sleep alone anymore
I need you here with me
Even though I closed all the doors
There's somethin' holdin' me

Never Ending Nightmare
Always there instead of you
Never Ending Nightmare
No escape this time from you

Lately been around someone new
Needed to fill in the space
That once sheltered you
Still I worry, if you're gonna be alright

I can't sleep alone anymore
Need someone here with me
All I ever wanted and more
My dreams are fighting for

Never Ending Nightmare
Always there instead of you
Never Ending Nightmare
Punishing me for the things I do
Never ending Nightmare

No escape this time from you


        Böyle şarkı yapıp piyasa süren değerli MSG üyeleri buradan sizlere seslenmek istiyorum. Ya bir şarkı yapıyorsunuz iyi güzel hoş ama bu insanın ruh hali nedir bunu dinlerse ne olur demek yok. Şu şarkıyı dinleyene kadar ne kadar mutlu mesut bir insandım ben neden durduk yere bunalımlara sokuyorsunuz beni. Sonra bu gece nasıl bitecek. Bitmez tabi kafamı bırakıyorsunuz insanda. Akşama kadar uğraş çalış gel eve bir rahatlayayım bir müzik dinlesem de ruhumda beslensin diyorum. Bir de ne göreyim ruhumu alıp gitmiş karanlığa bırakmışsınız sonra da bu gece biter mi? 

        Şaka bir yana sevgili melankolik satırlar. Bunalıma girmenin anlamı yok. Durduk yere masraf öbür türlü bana uyar ama şimdi tekele git gereğinden fazla alkollü içecek al, sigara al sabah kadar onları iç hem cebine yazık hem   sabaha kadar oturduğuna yazık. İş güç olmasa belki düşünürsün ama yok yani sabah erkenden kalkılacak belli bir şey. O yüzden bu zamanları iyi ayarlamak gerekiyor bir cumartesi akşamına denk getirmekte her zaman fayda var. 

        Şu güzelim şarkıya yaptığın yoruma bak miskin. Şarkı güzel bir şarkı olmakla beraber her daim sevdiğim bir şarkı sen altında nasıl yorum yazıyorsun. Neyse sevgili nokturn kardeşler miskine aldırmayın rahat olun.

21 Haziran 2011 Salı

Biz ne zaman bir araya gelsek "Bi büyük" oluruz

        Tabi ki buradayım sevgili ince uçlu nokia şarj aleti arayıp ta bulamayan şarjı bitik dostlarım. Zaten nereye gideceğim 17.68 metrekare odada. Geçen gün değişiklik yapayım dedim yataktan kalktım kanepeye uzandım birde ne göreyim. Tabi ki aksiyon filmlerinden kopup gelen bir rüya gördüm. Merak edilecek bir konusu yok elimde revolver biraz dehşet saçıp iddaa bayiinde 4 kişiyi öldürdüm daha sonra kaçarken uyandım. Az kalsın yakalanıyordum kaçak dostlarım. O yakalanma korkusu en üst seviyeye çıktığı anda gözlerimi açıp kurtuldum o korkudan. Sık rüya görmediğim için doğal olarak uyanınca da " Ne yaptım lan ben " diyerek en az 37 saniye odaya ve yatağa baktım. Bu kısa sürenin sonunda anladım ki gerçekten kaçmak güzel bir hareket değil. Zaten bir kere yataktan kaçıp kanepeye sığınmak ne kadar akıl karı bir iştir. Yağmurdan kaçanlar hep doluya tutulanlar değil midir zaten sevgili her yağmur yağdığında toprak kokan dostlarım.

        Şarjım bitiyor o yüzden hemen anlatıyorum hiç uzatmadan. Anason kokan dost meclislerini özlemişim sevgili rakısında buz dostunda kusur aramayan kardeşlerim. Kaç saattir uyku nedir bilmiyorum ama muhabbet güzel bir şey. Daldan dala atlar gibi yaptım ama ne yapayım bir an duygu yoğun oldum ne yapayım. O kadar vakittir miskine bir şey yazmadığımdan için böyle oluyor galiba.

        Eğer her hangi bir şeyin tadı damakta kalıyor ise bilmemiz gerek tek gerçek o şey güzeldir. Çoğu şey damağımızda küçücük bir etki bırakmadan midemize sadece karın doyurur. " Ne güzel işte aç mı gezelim yani " demeyelim. "Bir dakika sosyal mesaj veriyorum gideceğim."

        Bütün kıymetli olan, tadı sürekli damağımızda kalacak olan her şeye aç kalalım. İştahımız, isteğimiz bitmesin işte o güzel dediğimiz muhabbete hep aç kalalım diyorum. Ben hep açım biliyorsunuz aziz ve muhterem dostlarım.

        Son olarak yemek duası "Tanrımıza hamd olsun. Milletimiz var olsun."

        "Afiyet olsun."