5 Ağustos 2011 Cuma

Kavga Etmeden Dövüşelim

       Bir nevi fayt kılap yani sevgili Grekliler. Şimdi nasıl yapacağımızı anlatayım önce semizotunu iyice yıkayıp parçaladıktan sonra süzme yoğurdumuzun üzerine katıp karıştıracağız üzerine de zeytinyağı gezdirdikten sonra işlem tamamlanmış olacak. Soğuk servis etmekte fayda var. Dilimlemiş olduğumuz kavunu da buzdolabından çıkarıp masaya getirdiğimiz zaman tek eksik bir büyük olacaktır. Onu da nereden tedarik edeceğiniz beni ilgilendirmez. Ben yememe içmeme bakarım. Fonda rast perdesinden bir kürdilihicazkar makamında ben seni ellerin olsun diye mi sevdim çalıyorsa bu sofrada muhabbet var demektir. Sofraya hemen kurulun gelin dostlarım.
       Kavga yok demiştik bakın gerçekten yok. "Bakın lekeden eser yok." Kıvamında reklam içeren  cümle ile nereye varacağımı ben de bilemiyorum ama gerçekten yok işte. Dövüşmeye ne dersiniz o zaman. Eskinden köpek dövüşleri olurdu köyde sonra yasaklandı amaçsızca dövüşüyorlar falan bizde izleyip korkardık. Şimdi hayvansever biri gibi konuşabilirim ama o da sıkıcı olur zaten biliyorsunuz hayvan sevgimi. Önce kendimden başlar bu sevgim.
      Sofradan ayrılmayalım sevgili yolcu kardeşlerim. Hepinizin yolu uzun farkındayım ben burada beklerim sizi siz dönene kadar ama dönmeyecekseniz de haber verin boşuna bekletmeyin yormayın beni. Giden bir çok halkım geri dönmedi bana ama biliyordum o yüzden beklemedim umut etmedim rahattım. İşte beklediğim zamanlarda hep bir büyük geldi sofraya. O bitti öbürü geldi. Nice büyükler geldi geçti bu sofradan da biz hiç eksilmedik sevgili dostlar. Yolunuz açık olsun.
       Gün ağarmak üzere topladı sofra. Güneşi bekler olduk o gelince rahat uyurduk hep. Batışına bazen yetişirdik bazen kaçırırdık ama bize doğması yetiyordu. Güneşin doğuşunu sevgilinin geri gelmesi gibi bekledik çoğu zaman hep doğudan doğardı güneş. Biz sevgiliyi kuzeyden bekledik hiç doğmadı. Her güneşin doğuşu bir o kadar heyecanlı bir o kadar umutsuz kılardı bizi. Hiç bir zaman kuzeyde görmedik güneşi. Sevgili bizim Kuzey güneşimiz oldu zamanla hiç gelmeyeceğini bildiğimiz halde beklemek gibi. Sofra güne doğru ağırlaşırdı hep o yüzden. Hiç kavga etmezdik.
       Hep dövüşürdük acı kaderimizle hep yenilirdik. Hep susardık ve hep ağlardık. Hiç havga etmez. Hiç bilemezdik, anlayamazdık ve anlatamazdık çoğu zaman.

4 yorum:

Adsız dedi ki...

efharisto poli, böle böle öğreticem ulen:)

miskin dedi ki...

rusca da öğrenecekmiyiz ?

Karōshi dedi ki...

Yerim ben senin sofrandan:) Büyüğü bırak; ben hiç rakı içemem.. ee ne olacak o zaman.. beni neden düşünmedin.. sevgiliyi bekleme artık hem.. kuzeyi güneyi yok bu işin.. doğusu batısı da yok.. beklenecek sevgili, hiç gelmeyecek olan sevgilidir. Kocaman öptüm!

miskin dedi ki...

Sadece saçmalıyorum vakit varken :) Senin yerin ayrı sofrada hem o büyükler gelip geçici tek büyük sensin :))