1 Nisan 2011 Cuma

Lan oğlum sen....

Karanlık odada yalnız başına korkuyordu Kufralı Tankut. Korkmasın da ne yapsın karanlıkta sesler yükselirken.
Tankut liseye yeni başlamıştı. O yüzden yaptığı bütün angutlukları büyük bir maharet olarak görüyordu Tankut. Sınıfın en güzel kızı olan Sevilay'a aşıktı. Sevilay da sınıfın tüm erkekleri ona aşık olduğu için kimseyi umursamıyordu. Ancak bu ilgi hoşuna gidiyordu tabi ki. Tankut ve arkadaşlarını bir o yana bir bu yana sürükleyip duruyordu.Tankut ve arkadaşları aldıkları sprey boyalar ile kızın yollarına, duvarlara ilginç bir o kadar komik yazılar yazıp kızın gönlünü çalmayı hedefliyorlardı.
Tankut bir gün eve içkili bir halde salınıp geldi. Arkadaşları ile bir köprü altında iki bira içmişti. Ancak kafası bir milyon olmuş üzeride leş gibi bira kokmuştu. Durumu eve gelince ilk olarak annesi fark etti. Terlikleriyle Tankut'a dalan annesi hala sakinleşemediği için Tankut'u oklava ile dövdü. Tankut hala " Seviyorum ulan ! " diye naralar atarken babası işten geldi.
Durum bir üste taşınmış babası annesinden kontrolü almıştı. Havada uçuşan onca tekmeden sonra Tankut nihayet ayıldı ve yatağına geçti. Çok fena dayak yemiş olduğunu yatınca her yerinin ağrımasından anlayan Tankut ertesi gün hasta numarası yaparak okula da gitmedi. Aynı olay bir kaç ay sonra tekrar nüksedince babası dayanamadı ve Tankut'u okuldan aldı. Ertesi gün okula gitmesi gereken Tankut Bostancı sanayine gidiyordu. Yağın, kirin, pasın içine gidiyordu.
Tankut sanayinde çalışmaya başladı ve bu duruma alışması çok uzun sürmedi. Oradan arkadaşlar edindi kendisine. Tankut oradaki arkadaşlarına kızı anlatıyordu sürekli ve akşam olunca sprey boyaları kaptığı gibi köprülere viyadüklere koşuyordu. Aslında Tankut bu tarz angutlukları seviyordu. Kız bahane tabi.
Tankut yaşı biraz ilerleyince sıkıldı köprülerden viyadüklerde zaten yazacak yer kalmamıştı. Akşamları kahvede batak oynamak daha eğlenceli gelmeye başladı. Tankut akşamları kahveye oradan eve derken saçma bir hayata ayak uydurdu sonunda.
Derken askerlik geldi çattı. Tankut orada çok dayak yedi ama babasından ustasından alışıktı bu duruma. Yaptığı her hareket angutca olan Tankut daha çok dayak yiyecekti askerde  belli ki. Ama her seferinde " Lan oğlum sen askerde çok dayak yersin " diyen ustası geliyordu aklına ve ağlıyordu Tankut.

3 yorum:

endorfin dedi ki...

kufralı tardo değil miydi olum o?

miskin dedi ki...

bu 9-d de okuyor senin dediğin 9-h de :)

endorfin dedi ki...

hee doğru ya. bunlar hatta bi ara kız kavgasına girmişler idi :)