24 Ocak 2011 Pazartesi

Sandal

Halatından kaçmış bir sandalım, sallandıkça uzaklaşıyorum kıyıdan. Kıyıdan uzaklaştıkça daha fazla sallanmaya başlıyorum. Ters dönecek gibi oluyorum batmaktan korkuyorum. Rüzgar beni nereye götürecek çok merak ediyorum. Kıyıdan da epey uzağım. Artık kıyılar anlamsız geliyor.

Gecenin derinliklerinde deniz sakinleşiyor öylece duruyorum ay ışığı, yakamoz ve ben. Sabaha karşı açıklarda bir yerdeyim yine dalgalar bir kıyıya vuruyor beni. Anlamsız bir kıyı kaçmak istiyorum kıyılardan.

18 Ocak 2011 Salı

Gir içeri

Durma o pencerenin önünde öyle çekil gir içeri. Durma orada saksı gibi. Her akşam üstü güneşle buluşurken sen ben o yoldan geçmek istemesem de ayaklarım gider işte. Çıkmak istemem hiç bu yokuşu. Her zaman yorar beni inerken de çıkarken de. Sen o pencereden güneşe baktıkça ben o yoldan sana bakacağım. Bütün inişlerim ve çıkışlarım kısacası, bütün yollarım o pencerenin önüne çıkar. Sen de pencereye çıkar mısın?

Bu bir dengesizlik oyunu mu yoksa dengeye oturtamayan ben miydim. O pencerenin önünde ki demir parmaklılara ne demeli peki. Onlar daha dengesiz değil miydi. Seni orada alıkoyan onlar mıydı yoksa? Ne kadar anlamsız değil mi onlar. Ah o demir parmaklıklar.

Tutsaklığına üzülür müsün bu yağmurda ıslanamadığın için. Yoksa sevmez misin yağmuru. Yağmur tıklatınca pencereni korkar mısın ondan ? Ya rüzgara ne demeli. Açık görünce hemen dolmaz mı içeri. O sokağın kokusunu da alır gelir diye korkar mısın rüzgardan da?

Ne diye durursun o pencerede? Bu yol senin de yolun değil mi. Neden çıkmazsın yollar gözünü mü korkutuyor yoksa. Yokuşun sonunda ne var hiç mi merak etmezsin.

Etmiyorsun anlaşılan güneşe öylece bakarsın o pencerede. Geceden mi korkarsın, sana karanlığım ile gelsem çıkar mısın pencerene? Korkar mısın benden?

Tamam.

Peki hiç mi korkmazsın tutsaklığından...

12 Ocak 2011 Çarşamba

Şıksevdi...!

Sabah telefonun sesine uyanır miskin. Arayan sevgilisidir. En son ne zaman aramıştı? Ne zaman duymuştu "günaydın sevgilim" sözünü. Bilemiyordu miskin o zamanlarda "zaman" kavramı yoktu henüz. Dolayısıyla takvimler de bir şeyi göstermiyordu. Takvimlerin karanlık çağda kaybolduğu zamanlar işte.

" Aşkım hala uyuyor musun " diye soruyordu sevgili. Bu ne biçim soruydu. Miskin durur mu yapıştırdı cevabı; "Evet canım, hala uyuyorum rüyamda seninle konuşuyorum ve sen beni uyandırmaya çalışıyorsun". Devam etti miskin biraz içini çekerek " Neden beni uyandırmaya çalışıyorsun. Uyanırsam sen yine o karanlık çağa geri döneceksin. Neden uyanayım ha!". İstemiyordu miskin sevgilinin kaybolmasını o hep orada kalmalıydı. Ama elinden ne gelirdi.

Miskin uyandı o tatlı rüyasından ve telefonda konuşmaya devam ediyordu. Bu kez "Kalksana işe geç kalacaksın" diyen bir sevgili vardı telefonda. Evet uyanıktı ve gerçekten işe gitmesi gerekiyordu. Teşekkür etti miskin aşkına kendisine sorumluluklarını hatırlattığı için "öpüyorum" dedi ve kapattı telefonu.

İşine gücüne koyuldu miskin akşam etti bir oraya bir buraya koştur. Çalışmak fıtratına aykırı bir hareket olsa da miskin koşturuyordu işte. Akşam oldu iş bitti. Miskin sağına soluna bakındı muhabbete insan aradı. Okeye 4. lazım dediler, hemen atladı miskin.

Basık bir kahvehanede buldu kendini okeye dönerken. Telefon çaldı tekrar miskin arayanın sevgilisi olduğunu biliyordu. Açtı telefonu. Sorular başladı. - Ne işin var kahvehanede?, - Neden eve gidip dinlenmiyorsun. Miskin kızıyor tabi bu duruma ve açıklıyor. - Ne yapayım yani eve gitsem yatıp dinlenmeyeceğim sende biliyorsun. Biraz muhabbet, sohbet edip oyun oynuyoruz ne var bunda.
Miskin umutsuzca " Sen geliyorum yanına dedin de ben hayır mı dedim. Sen yanıma gelecek oldun da ben gelme okeye gidiyorum mu dedim?". Sevgili her zaman ki cevabını verdi yine; - Biliyorsun aşkım ben gelemem.

Miskin bu cevaba hiç bir zaman karşılık vermedi. Bu sefer de vermeyecekti.Kapandı telefon. "O karanlık çağından çıkıp gelemeyen bir sevgilim var madem. O zaman ben kalkıp gitmeliyim o karanlığa." diyordu kendi kendine. Kalktı yerinden doğruldu miskin ve koyuldu yola.

Karanlığın içine doğru süzüldü miskin.

9 Ocak 2011 Pazar

The Best of Miskin - I ( Good Time Oldies )

1. Engelbert Humperdinck- A Man without Love



I can remember when we walked together 
Sharing a love I thought would last forever 
Moonlight to show the way so we can follow
Waiting inside her eyes was my tomorrow
Then somethin' changed her mind, her kisses told me
I had no lovin' arms to hold me

Every day I wake up, then I start to break up
Lonely is a man without love
Every day I start out, then I cry my heart out
Lonely is a man without love

Every day I wake up, then I start to break up
Knowing that it's cloudy above
Every day I start out, then I cry my heart out
Lonely is a man without love

I cannot face this world that's fallen down on me
So, if you see my girl please send her home to me
Tell her about my heart that's slowly dying
Say I can't stop myself from crying

Every day I wake up, then I start to break up
Lonely is a man without love
Every day I start out, then I cry my heart out
Lonely is a man without love

Every day I wake up, then I start to break up
Knowing that it's cloudy above
Every day I start out, then I cry my heart out
Lonely is a man without love

Every day I wake up, then I start to break up
Lonely is a man without love
Every day I start out, then I cry my heart out
Lonely is a man without love


2. Gary Moore - Still got the blues (For You)



Use to be so easy
To give my heart away
But I found that the haeartache
was the price you have to pay
I found that that love is no friend of mine
I should have know'n time after time

So long
it was so long ago
But I've still got the blues for you

Use to be so easy
Fall in love again
But I found that the heartache
It's a roll that leeds to pain
I found that love is more than just a game
Play and to win
but you loose just the same

So long
it was so long ago
But I've still got the blues for you

So many years since I seal you face
You will my heart
there's an emty space
Used to be

(SOLO)

So long
it was so long ago
But I've still got the blues for you

Golden days come and go
There is one thing I know
I've still got the blues for you


3. James Brown & Luciano Pavarotti - It's a Man's World

This is a man's world, this is a man's world
But it wouldn't be nothing, nothing without a woman or a girl

You see, man made the cars to take us over the road
Man made the trains to carry heavy loads
Man made electric light to take us out of the dark
Man made the boat for the water, like Noah made the ark

This is a man's, a man's, a man's world
But it wouldn't be nothing, nothing without a woman or a girl

Man thinks about a little baby girls and a baby boys
Man makes then happy 'cause man makes them toys
And after man has made everything, everything he can
You know that man makes money to buy from other man

This is a man's world
But it wouldn't be nothing, nothing without a woman or a girl

He's lost in the wilderness
He's lost in bitterness


4. Dusty Springfield - The Look of Love


The look of love is in your eyes
The look your heart can't disguise
The look of love is saying so much more
Than just words could ever say
And what my heart has heard
Well, it takes my breath away

I can hardly wait to hold you
Feel my arms around you
How long I have waited
Waited just to love you
Now that I have found you.

You've got the look of love
It's on your face
A look that time can't erase
Be mine tonight
Let this be just the start
Of so many nights like this
Let's take a lover's vow
and then seal it with a kiss

I can hardly wait to hold you
Feel my arms around you
How long I have waited
Waited just to love you
Now that I have found you
Don't ever go

I can hardly wait to hold you
Feel my arms around you
How long I have waited
Waited just to love you
Now that I have found you
Don't ever go
Don't ever go
I love you so


5. Eurythmics - Miracle Of Love



How many sorrows 
Do you try to hide 
In a world of illusions 
That's covering your mind? 
I'll show you something good 
Oh I'll show you something good. 
When you open your mind 
You'll discover the sign 
That there's something 
You're longing to find... 

The miracle of love 
Will take away your pain 
When the miracle of love 
Comes your way again. 

Cruel is the night 
That covers up your fears. 
Tender is the one 
Who wipes away your tears. 
There must be a bitter breeze 
To make you sting so viciously- 
They say the greatest cowards 
Can hurt the most ferociously. 
But I'll show you something good 
Oh I'll show you something good. 
If you open your heart 
You can make a new start 
When your crumbling world falls apart.


6. Roy Orbison - Oh, Pretty Woman


Pretty woman, walking down the street
Pretty woman, the kind I like to meet
Pretty woman
I don't believe you, you're not the truth
No one could look as good as you
Mercy

Pretty woman, won't you pardon me
Pretty woman, I couldn't help see
Pretty woman
That you look lovely as can be
Are you lonely just like me
Wow

Pretty woman, stop a while
Pretty woman, talk a while
Pretty woman, give your smile to me
Pretty woman, yeah yeah yeah
Pretty woman, look my way
Pretty woman, say you'll stay with me
'Cause I need you, I'll treat you right
Come with me baby, be mine tonight

Pretty woman, don't walk on by
Pretty woman, don't make me cry
Pretty woman, don't walk away, hey...okay
If that's the way it must be, okay
I guess I'll go on home, it's late
There'll be tomorrow nigh, but wait
What do I see
Is she walking back to me
Yeah, she's walking back to me
Oh, oh, Pretty woman


7. Righteous Brothers-Unchained Melody


Oh, my love, my darling 
I've hungered for your touch 
A long, lonely time 
And time goes by so slowly 
And time can do so much 
Are you still mine? 
I need your love, I need your love 
God speed your love to me 

Lonely rivers flow 
To the sea, to the sea 
To the open arms of the sea 
Lonely rivers sigh 
"Wait for me, wait for me" 
I'll be coming home; wait for me 

Oh, my love, my darling 
I've hungered, hungered for your touch 
A long, lonely time 
And time goes by so slowly 
And time can do so much 
Are you still mine? 
I need your love, I need your love 
God speed your love to me


8. Elvis Presley - Always On My Mind




Maybe I didn't treat you 
Quite as good as I should have
Maybe I didn't love you 
Quite as often as I could have
Little things I should have said and done
I just never took the time

You were always on my mind
You were always on my mind

Tell me, tell me that your sweet love hasn't died
Give me, give me one more chance 
To keep you satisfied, satisfied

Maybe I didn't hold you
All those lonely, lonely times
And I guess I never told you
I'm so happy that you're mine
If I make you feel second best
Girl, I'm sorry I was blind

You were always on my mind
You were always on my mind

Tell me, tell me that your sweet love hasn't died
Give me, give me one more chance 
To keep you satisfied, satisfied

Little things I should have said and done
I just never took the time
You were always on my mind
You are always on my mind
You are always on my mind


9. Modern Talking - Keep love alive


Bitter sweet, you wasted years
Lonely dream about souvenirs
Baby, touch an hand and make a friend, tonight
Bitter sweet love has no pride
Try again time is on your side
Oh, strange are the ways of love
Come on and take my heart
It's breaking just apart

Keep love alive
Too hard to hold it
Keep love alive
Too hard to stop it

Keep the fire burning in your heart
Forever and ever
Keep the fire burning from the start
Ever together

Bitter sweet so high so low
Lonely dreamer
Life is a show
Oh, touch an hand
Make a friend, tonight
Bitter sweet more than words can say
Evil women want to play
Oh, strange are the ways of love
Come on and take my heart
It's breaking just apart


The Best of Miskin - I ( Good Time Oldies )

8 Ocak 2011 Cumartesi

Hey You!

Uzun zamandır fotoğraf çekmeye çıkmıyor miskin. Fotoğraf deyince koşar adım yola koyulan miskin iyice miskin olmuştu. Ama bu gün eskisi gibi kafasında oluşan bir şeyler vardı. Makinesini kaptığı gibi düştü yollara.


İlk önce bir kedi ile rastlaştı kendisi gibi gergin. Bununla birlikte sorgular bakışlar vardı kedinin yüzünde.  Bir adım daha atmalı mıydı? Yoksa kalmalı mıydı  olduğu yerde. Kararsızdı Tekir.                                                                                                       

Daha sonra bir sokak lambası. Güneşi almış karşısına ve onunlar yarış içinde hangimiz daha aydın kılacağız bu evreni bir çatışma. Sokak lambasının boynu bükük tabi. Ama yenilmiyor ışığım yetmezse gölgem var benim diyor ve karşı gelmeye devam ediyor nihayetinde güneş terk ediyor onun olduğu yeri meydanı ona bırakarak.







Güneş yerini geceye bırakıp giderken ardında iki sevgili bir de gemi bırakıp gidiyor. Sarılmışlar birbirine güneşi uğurluyorlar sevgililer. Gemi ise hedefine güneş batmadan ulaşamamış olmanın hüznü ile yoluna hızla devam ediyor. 

Miskin ise tek başına güneşi yolcu ediyor. Gözleri dolu bir şekilde dönüp gidiyor aynı güneş gibi. Tekrar doğmayı bekliyor karanlığın içinde.






Miskin bu geceye bir şarkı armağan ediyor. 

Bu Yol Nereye Çıkar?

Miskin bilmediği yollara düştü yine. Ama o ne yapsın bir sabah uyanmış ve sabah mahmurluğu üzerinde iken varmış durağa ve binmiş gelen ilk otobüse. Bütün otobüsler istediği yere gidecek değil ya. Otobüs alıyor miskini hiç bilmediği bir durakta indiriyor. Burası neresi? Ben nerdeyim? Ne işim var burada ve buna benzer sorular sorarken kendine geri nasıl dönecek onun çözümünü ararken tarihi bir tren garını görür karşısında. Hemen koşar adım gider ve bakar tren saatlerine. Daha sonra cebinden çıkardığı saatine bakar ve ilk tren yaklaşık 3 saat sonradır. Hemen bir kafeteryaya oturur. Çantasından çıkardığı kitabını okumaya başlar çay gelmiştir. Kafasında minik sorular hayretler vardır. Ben nasıl oldu da buraya geldim diye.

Saat yaklaşınca miskin alır voltasını yaklaşır gara. Raylar kesişir gözünde büyüyerek. Bu yol nereye çıkar diye sorar kendine. Geldiği yere döner bu yol biliyordu ama dönmek isteği hiç yoktu. Yabancı olduğu bir şehirde hiç kimseyi tanımıyordu ama geçen 3 saatte mutluydu miskin. Tren geliyor tıka basa dolu bir tren. Yolcular iniyor yavaş yavaş. Gitmesi gereken herkes biniyordu trene. Görevli miskine binmen lazım hareket edecek tren diyordu. Miskin raylara bakıp " ben gitmeyeceğim birini bekliyordum da o inmedi trenden " diyor. Kapılar kapanıyor ve tren usulca harekete geçiyordu.

Yalancı miskin kimi bekliyordun ki. Kimse tanımaz seni bu şehir de kim gelecekti ki. Ama korkuyordu miskin tekrar bilmediği bir yolculuğa çıkmaktan. Raylar korkutuyordu onu. Zaten bilmediği yollar getirdi onu buraya tekrar aynı yollara düşüp tekrar kaybolmak istemiyordu Miskin. Ama kaybolmuştu bir kere.

Kapalı Çarşı (Mim)

Orta okul sıralarında genç bir Türkçe öğretmeni belirdi sınıfın kapısında. Güzel alımlı bakımlı genç bir öğretmen. Meslek hayatına yeni başlamış ve bir o kadar idealist biri.Mozart'ı, Beethoven'ı telaffuz edemezken onunla uyumayı öğreten bir öğretmen. Birde şiiri seven şiire değer veren bir insan. Bizlere şiir defteri yazdırmıştı. Sevdiğimiz beğendiğimiz şiirleri o defterde toplayacaktık. Ben yine bir ödev havasında işe koyuldum defterimi düzenledim renkli kalemlerle çeşitli şiirler yazdım. İlerleyen haftalarda bir teneffüs sırasında hiç huyum olmamasına rağmen "Hocam bize tutturduğunuz defterleri kontrol etmeyecek misiniz" diye soruverdim. Ama heyecanla yazardım hep beğenecek hocam kesin bunu diye kasmışımdır da. Hocam bana şunu dedi sorumun cevabı olarak: " O defterler ödev değil miskinciğim onlar sizin şiir defterleriniz onları kontrol etmeyeceğim istediğinizi yazabilirsiniz, isterseniz de yazmazsınız. Yazdıklarınızı göstermek isterseniz bakarım tabi ki " dedi. Bunu duyunca sevindim ve eve gittiğimde daha güzel yazmaya çalıştım şiir kitapları edinmek istedim. Daha sonra bizden hangi şiirleri ezbere bildiğimizi ve yıl sonunda en az 3 şiir okumamız gerektiğini söylemişti. Ben de bunu üstüne o edinmek istediğim şiir kitabını sınıfın kütüphanesinden aldım.

Orhan Veli Kanık, Bütün Şiirleri bir hafta bile sürmeden hepsini okudum ama çoğunu anlamadım. Tekrar okudum tekrar anlamadım. En anlamadıklarımı defterime yazdım ve kitabı geri verdim. Yıl sonu geldiğinde benden şiir okumamı isteyen hocama " Giyilmemiş çamaşırlar nasıl kokar bilir misin, / Sandık odalarında; / Seninde çamaşırların öyle kokar işte."  şeklinde başlayıp devam eden bir Orhan Veli şiiri okudum. Kapalı çarşı idi şiirin başlığı ve sonunda "kapalı çarşı, kapalı kutu" diyordu. Giyilmemiş çamaşırlar nasıl kokar diye sorguladım uzun zaman. Artık biliyorum o kokuyu.

Üçüncü şiirimi de okuduktan sonra " bir şiir daha okuyacağım ama çok kısa " diyerek izin aldım. Şiirin ne olduğunu sorunca " Ahmetler " dedim. Gülümsedi ve oku bakalım dedi. Okudum şiirimi ve yerime oturdum. Sözlü notuma 5 verdiğini söyledi hocam. Sevindim, çok sevindim. Ama yine anlamadım Ahmetleri.

Şimdi anlayacak gibi oluyorum;


Ahmetler
 
Kimimiz Ahmet Bey,
Kimimiz Ahmet Efendi;
Ya Ahmet Ağayla Ahmet Beyfendi?



Yine de çokda anlamış değilim. 


Pek fazla önemi olmayan ama önemli gibi hissettiren Dip Not: “Okuma serüveninizde unutamadığınız, hayatınızın bir dönemine, özellikle de çocukluğunuz ve ilkgençliğinizin hayal dünyasının oluşumuna etki eden yazar kim? Hangi kitabı elinize aldığınızda döner gidersiniz o günlere?” Sevgili Aynadaki Aksim bize bu mimi paslamış bizde yazdık o kadar şimdi paslamam lazım ama Aksim grubu komple mimlemiş hatta gerek yok nasıl olsa mimlisiniz diye dalga bile geçmiş . E o zaman bende tüm takipcilerim bu mimi üzerlerine almalarını istiyorum.

6 Ocak 2011 Perşembe

Yanlış Zaman mı Yoksa !

Bir garip hikayenin ortasındaydım yine. Hiç bir zaman otobüse geç kalmadım. Bir otobüsüm de olmadı zaten. Ama doğru zamanda doğru durakta dikildiğim için midir? Neden bilemiyorum ama hep istediğim ya da beklediğim otobüs gelmiştir önüme. Ben de binip devam etmişimdir her zaman yoluma. 
Bu hep böyle oldu hayatımın geride kalan kısmında ya da öyle gibiydi. Aslında daha iyi de olabilirdi fakat olduğu kadarıyla pekte fena sayılmazdı. En azından doğru insanlarla karşılaştım ve bu zamanı ve yeri önemsiz kıldı. Zira üniversiteye erken başladım bir de şehir çok da hoş bir şehir olmamakla beraber. Orada karşılaştığım bir kaç insan, bunların en başında Aksim bir adam gelir. Bunlar bana hep doğru yerdesin ve zamanlama da güzel, daha iyisi olamazdı dedirtir. 
Daha sonra işe hayatı ve orada tanıdığım kıymetli insanlar yine bana bunu dedirtmeyi başardılar. Kısa bir ara verip askerliği çıkardım aradan doğru zamanda ve doğru yerde yine. Pek sevgili blog da bunu bana dedirtti. "Doğru zaman da doğru yerdesin hayata devam güzel günlere devam et mutlu ol " diye kendi kendime söylendim durdum. 
Fakat eksik bir şey var. Bu kez gerçekten doğru zamanda ve doğru yerde beklemiyorsun miskin. Ya zamanı değiştir. Ya da yeri. Ama ikisini de yapamıyorum miskin. Zaman hayat ile beraber akıp giderken doğru durakta yanlış otobüsle yoluna devam eden bir miskin. Miskin bilmediği yollarda....

5 Ocak 2011 Çarşamba

Saklandı Yine Güneş


Güneş yine gizleniyor
Küçük tepelerin ardına.
Bize karanlığı bırakarak,
Her giden gibi
İtildik bu karalığa.
Tırmansakta tepelere
Kimse görmez bizi.
Karanlıkta tek başımıza.
Ama bekliyoruz güneş doğacak,
Dolunay bizi kandırsada,
Biz güneşi bekleyeceğiz.
Bekleriz yıllarca,
Beklerken ölümü.
Güneş doğar mı acaba.

4 Ocak 2011 Salı

Kara Kış mıydı Kapıdaki ?

Kış gelirdi hani, evler soğuk.
Kömürlükte kömür yok.
Sevgiyle sarınca birbirimizi,
Sıcacık oluverirdi evin içi.
Kış yine geldi kapımıza,
Bu kez soğuk yoktu odamızda.
Sobada kömür yanıyordu,
Her zamankinden daha hiddetli,
Odamız sıcak, kalbimiz buz kesti
Eskisi gibi heyecanla giremedim o yatağa
Yatak soğuktu. Sen yoktun.
Evimiz yine soğuktu.


2008

Benden Sonra Mutluluk (mim)

Denizde balık adam,
Havalarda kuş adam
Be ne gidiş, nicesin
Düş adam, buluş adam

Unutuldu mu yoksa
İnsanca ama yalın
Yaşamalar, sevmeler
Bu ne iniş ne yokuş, adam.


Bu kitap geçenlerde abimin kitaplığından benimkine, benim tarafımdan sessizce transfer edilmiş bir kitaptır. İlginç bir baskısı olduğu için elime gelince bırakamadım sanırsam, çektim çıkardım. Şöyle başına sonuna baktım bir şey bulamadım göz gezdireyim dedim. Yanına yıldız kondurulmuş bir parça buldum

Kızdım da Yazdım

Unutmayın
Ki
Yaşam
Öldüresiye güzel değildir.


Yine karamsar bir hava var ve yine  ben. Aslında eğlenceli biriyim ben nedir bu ya. Sıkıldım kendimden yeter.


Ozan Kayra'nın mimine bu şekilde cevap vererek kurtulduğumu zannediyorum yakında gelecek olan mimlere bir nebze olsun yer açılsın aradan çıkarayım dedim.

Şimdi;


Kitaplığınızın karşına geçin. Gözlerinizi kapatın. Derin bir nefes alın. Elinizi kitapların üzerinde gezdirin ve birini seçin. Şimdi gözlerinizi açın. Bir kitap seçmiş durumdasınız. O kitabı satın aldığınız ya da hediye gelmiş de olabilir, anı hatırlamaya çalışın. İlk kez okuduğunuzda neler düşünmüştünüz, hatırlayın. Şimdi sayfaları şöyle hızlıca bir dolanın ki, kitabın kokusu burnunuza gelsin. Evet, ne güzel bir koku bu! 55. sayfayı bulun. Sayfayı tekrar okuyun. Sayfadan bir paragraf seçin ve mim konusu olarak bunu blogunuza yazın. Daha sonra siz de arkadaşlarınızdan üç tanesine cevaplaması için gönderin.


*Mimlenenler mimi cevaplamak zorundadırlar, mim bozulamaz.
*Mimin bozulması teklif dahi edilemez.
*Mim yalnızca 3 kişiye gönderilebilir.
*Karşılıklı mimlemeler yasaktır.
*Mim, her bir blog için sadece bir kez cevaplanabilir.
*Mim kurallarının ilk 6 maddesi değiştirilemez.

Mimlenen Sevgili Arkadaşlarım: Doğal Endofrin, drukiyyes ve Göçebe